Yazar Adı : J.K. Rowling
Çevirmen : Ülkü Tamer
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı : 272
Arka Kapak : "Harry, elleri titreyerek zarfı çevirince mor balmumundan bir mühür gördü; bir arma- koca bir 'H' harfinin çevresinde bir aslan, bir kartal, bir porsuk, bir de yılan."
Konusu : Teyzesi,Eniştesi ve sürekli ona eziyet eden kuzeni Dudley ile yaşayan Potter, bir gün hiç başvurmadığı Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndan kabul edildiğine dair bir mektup alır. Bu okuldan hiç haberi olmayan Potter, kim olduğunu ve ailesinin kim olduğunu öğrenecektir.
❝"Sattığım her asayı hatırlarım, Mr Potter. Tek tek hepsini. Teleği asanızda olan anka, bir başka telek daha vermişti - bir tek telek. Kaderinize bu asanın düşmesi çok tuhaf, çünkü sizde o izi bırakan bunun kardeşiydi."
Harry yutkundu.
"Evet, otuz dört santim. Porsuk. Böyle şeylerin olması gerçekten tuhaf. Unutmayın, asa büyücüyü seçer... Sizden büyük işler beklememiz gerektiğini düşünüyorum, Mr Potter... Ne de olsa, Adı Anılmaması Gereken Kişi büyük işler başarmıştı- korkunç, evet, ama büyük işler."❞
Selam dostlarım nasılsınız? Yaklaşık 1 hafta önce başladığım Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı dün bitirmiş bulunuyorum. Uzun zamandır okumayı çok istiyordum ama bir türlü fırsat bulamıyordum. Bu izolasyon döneminde istediğim birçok şeyi yapmak için fırsatım oldu. Filmlerini çok severek takip ettiğim, her sıkıldığımda açıp tekrar tekrar seyrettiğim beni büyüleyen bir yapım Harry Potter. Ve biliyoruz ki itap uyarlaması birçok filmde karakterlerin duygu dünyasına tam olarak erişemiyoruz. Bu yüzden kitaplar daha değerli.
Film genel hatlarıyla kitap ile birebir gidiyor. Bazı kısımlar değişiklik gösterse de, bunun nedeni büyük ihtimalle ekrana yansıtılamayacak ya da yapımı zor olan bir takım sahnelerin oluşundan olabilir. Ve filmlerin belirli bir zaman diliminde ilerliyor oluşu da bunu ekliyor haliyle.
Ben kitabı daha çok beğendim açıkçası - doğrusunu söylemek gerekirse- filmler arasında en az beğendiğim Felsefe Taşı'ydı her zaman. Kitapta gördüğüm, Neville ve Seamus karakterleri de oldukça baskındılar. Her ne kadar filmlerde çok az görsek de... Özellikle Neville karakteri... Kitapta oldukça hoş kısımları vardı...
Beni en rahatsız eden olay- kitaptan uyarlama filmlerde sıkça gördüğüm- baş karakterin duygu dünyasını, korkularını, arzularını... kitapta çok net görebiliyorken filmlerde gözümüze sadece kahraman yanı sergileniyor. Kitapta karakter cesaretli olmasına rağmen korkuttuğu yanını da sezinliyoruz lakin filmlerde bu cesaret gözüme daha çok şımarıklık boyutunda yansıyor. Bilemiyorum siz nasıl düşünüyorsunuz, benim penceremden olay böyle görünüyor.
Kitaptan favori alıntım ;
❝Kimse duymasın diye, Harry alçak sesle Snape'in Quidditch maçında hakemlik edeceğini anlattı.
Hermonie, "Oynama," dedi hemen."Hasta olduğunu söyle," dedi Ron.Hermonie, "Ayağın kırılmış gibi yap," diye önerdi."Ayağını gerçekten kır," dedi Ron.❞
Hahahaha şapşikoşko Ron *-* Ben de 5. kitabını okuyorum serinin bu kadar geç başladığım için biraz pişmanım ama zevk alınca pişmanlık da toz oldu :)
YanıtlaSilgonca ;
SilRon çok komik ya ihihi.... Ooo sen bayağı okumuşsun..bende diğer kitapları okumak için sabırsızlanıyorum :)
ilkay özgür ;
YanıtlaSilah, tema üzerinde oynama yapmıştım yanlış bir şeyler yaptım sanırım, geri aldım umarım düzelmiştir şimdi... şu an çok üzüldüm yorumunu okuyamadığım için :(
bir fotoğraf vardı kitabın ortasından cd çıkıyordu hani, filmlerde büyük bir kısım atılıyor maalesef...
amerikan filmleri öyle yapıyor. karakterden çok görsellik olduğu için karakteri ilahlaştırıyorlar :)
YanıtlaSilevet, sanırım öyle... zira labirenti seyrederken ve okurken de bu hissi yaşamıştım :)
Sil